Sizin En Hayırlınız Kur'ân-ı
Öğrenen ve Öğreteninizdir. (Hadis)
Kur'an-ı Kerim

Geri Dön

Nebe Suresi Elmalılı Hamdi Yazır Meali (Nebe' Sûresî)

عَمَّ يَتَسَاءَلُونَ. (١)

1-) Birbirlerine neyi soruyorlar?

عَنِ النَّبَإِ الْعَظِيمِ. (٢)

2-) O büyük haberden (kıyametten) mi?

الَّذِي هُمْ فِيهِ مُخْتَلِفُونَ. (٣)

3-) Ki onlar onda ayrılığa düşmektedirler.

كَلَّا سَيَعْلَمُونَ. (٤)

4-) Hayır, ilerde bilecekler.

ثُمَّ كَلَّا سَيَعْلَمُونَ. (٥)

5-) Hayır hayır, ilerde bilecekler.

أَلَمْ نَجْعَلِ الْأَرْضَ مِهَادًا. (٦)

6-) Biz yeryüzünü bir beşik yapmadık mı?

وَالْجِبَالَ أَوْتَادًا. (٧)

7-) Dağları da birer kazık kılmadık mı?

وَخَلَقْنَاكُمْ أَزْوَاجًا. (٨)

8-) Sizleri çift çift yarattık.

وَجَعَلْنَا نَوْمَكُمْ سُبَاتًا. (٩)

9-) Uykunuzu bir dinlenme yaptık.

وَجَعَلْنَا اللَّيْلَ لِبَاسًا. (١٠)

10-) Geceyi bir örtü yaptık.

وَجَعَلْنَا النَّهَارَ مَعَاشًا. (١١)

11-) Gündüzü de bir geçim zamanı yaptık.

وَبَنَيْنَا فَوْقَكُمْ سَبْعًا شِدَادًا. (١٢)

12-) Üstünüze yedi sağlam bina (gök) çattık.

وَجَعَلْنَا سِرَاجًا وَهَّاجًا. (١٣)

13-) İçlerine ışık saçan bir kandil astık.

وَأَنْزَلْنَا مِنَ الْمُعْصِرَاتِ مَاءً ثَجَّاجًا. (١٤)

14-) Yoğunlaşmış bulutlardan şarıl şarıl bir su indirdik.

لِنُخْرِجَ بِهِ حَبًّا وَنَبَاتًا. (١٥)

15-) Onunla taneler ve otlar çıkaralım diye.

وَجَنَّاتٍ أَلْفَافًا. (١٦)

16-) Ve sarmaş dolaş bağlar bahçeler (çıkaralım diye).

إِنَّ يَوْمَ الْفَصْلِ كَانَ مِيقَاتًا. (١٧)

17-) Kuşkusuz o hüküm günü kararlaştırılmış bir vakit olmuştur.

يَوْمَ يُنْفَخُ فِي الصُّورِ فَتَأْتُونَ أَفْوَاجًا. (١٨)

18-) O gün Sûr'a üflenir, bölük bölük gelirsiniz.

وَفُتِحَتِ السَّمَاءُ فَكَانَتْ أَبْوَابًا. (١٩)

19-) Gök de açılmış, kapı kapı olmuştur.

وَسُيِّرَتِ الْجِبَالُ فَكَانَتْ سَرَابًا. (٢٠)

20-) Dağlar yürütülmüş, serap olmuştur.

إِنَّ جَهَنَّمَ كَانَتْ مِرْصَادًا. (٢١)

21-) Kuşkusuz Cehennem gözetleme yeri olmuştur.

لِلطَّاغِينَ مَآبًا. (٢٢)

22-) Azgınlar için son varılacak yer olmuştur.

لَابِثِينَ فِيهَا أَحْقَابًا. (٢٣)

23-) Orada çağlarca kalacaklardır.

لَا يَذُوقُونَ فِيهَا بَرْدًا وَلَا شَرَابًا. (٢٤)

24-) Orada ne bir serinlik tadacaklar, ne de içecek bir şey.

إِلَّا حَمِيمًا وَغَسَّاقًا. (٢٥)

25-) Ancak bir kaynar su ve irin (içecekler).

جَزَاءً وِفَاقًا. (٢٦)

26-) Bir ceza ki tam yaptıklarına uygun.

إِنَّهُمْ كَانُوا لَا يَرْجُونَ حِسَابًا. (٢٧)

27-) Çünkü onlar hiçbir hesap ummazlardı.

وَكَذَّبُوا بِآيَاتِنَا كِذَّابًا. (٢٨)

28-) Âyetlerimizi yalanlaya yalanlaya tam bir yalancı olmuşlardı.

وَكُلَّ شَيْءٍ أَحْصَيْنَاهُ كِتَابًا. (٢٩)

29-) Biz ise herşeyi sayıp bir kitaba geçirmişiz.

فَذُوقُوا فَلَنْ نَزِيدَكُمْ إِلَّا عَذَابًا. (٣٠)

30-) (Onlara): "Şimdi tadın (cezanızı). Artık size azabınızı artırmaktan başka bir şey yapmayacağız" (denir).

إِنَّ لِلْمُتَّقِينَ مَفَازًا. (٣١)

31-) Kuşkusuz takva sahipleri için bir kurtuluş var.

حَدَائِقَ وَأَعْنَابًا. (٣٢)

32-) Bahçeler var, bağlar var.

وَكَوَاعِبَ أَتْرَابًا. (٣٣)

33-) Memeleri tomurcuklanmış yaşıt kızlar var.

وَكَأْسًا دِهَاقًا. (٣٤)

34-) Dopdolu kadehler var.

لَا يَسْمَعُونَ فِيهَا لَغْوًا وَلَا كِذَّابًا. (٣٥)

35-) Orada ne boş bir söz işitirler, ne de bir yalan.

جَزَاءً مِنْ رَبِّكَ عَطَاءً حِسَابًا. (٣٦)

36-) (Bunlar) Rabbinden yeterli bir bağış olarak (verilir).

رَبِّ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ وَمَا بَيْنَهُمَا الرَّحْمَنِ لَا يَمْلِكُونَ مِنْهُ خِطَابًا. (٣٧)

37-) O, göklerin, yerin ve bu ikisi arasındakilerin Rabbidir. Rah-mân'dır. Hiç kimse ondan bir hitaba mâlik olamaz.

يَوْمَ يَقُومُ الرُّوحُ وَالْمَلَائِكَةُ صَفًّا لَا يَتَكَلَّمُونَ إِلَّا مَنْ أَذِنَ لَهُ الرَّحْمَنُ وَقَالَ صَوَابًا. (٣٨)

38-) O gün Ruh ve melekler sıra sıra dururlar. Rahmân'ın izin verdikleri dışında hiç kimse konuşamaz. İzin verilen de doğruyu söyler.

ذَلِكَ الْيَوْمُ الْحَقُّ فَمَنْ شَاءَ اتَّخَذَ إِلَى رَبِّهِ مَآبًا. (٣٩)

39-) İşte bu hak gündür. Artık dileyen Rabbine bir yol tutar.

إِنَّا أَنْذَرْنَاكُمْ عَذَابًا قَرِيبًا يَوْمَ يَنْظُرُ الْمَرْءُ مَا قَدَّمَتْ يَدَاهُ وَيَقُولُ الْكَافِرُ يَا لَيْتَنِي كُنْتُ تُرَابًا. (٤٠)

40-) Biz sizi yakın bir azap ile uyardık. O gün kişi ellerinin ne takdim ettiğine bakacak ve kâfir diyecek ki: "Ah ne olaydı, ben bir toprak olaydım."

İlginizi çekebilir


Hakkında

© 2008 - 2022 Ferdi Korkmaz (eski adıyla kuransitesi.com) kişisel blog sitesidir. Tüm Hakları Saklıdır.